Capparis (Kapari) Tıbbi ve Aromatik Bitkisinin Kimyasal Analizleri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya, Türkiye

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Sena Havva Özüpek

Danışman: Nurhayat Özdemir

Özet:

Özet

    Capparis Sipinosa ve Capparis Ovata  olarak bilinen en yaygın iki türünü incelemiş olduğum tıbbi aromatik bitkidir. En yaygın kullanılan isimleri ‘kapari ve gebere’ isimleridir. Asıl anavatanı Akdeniz, Asya ve Güney Afrika olan bitki, ortalama 150-200 yıl yaşayabilen, kısa boylu, çalı tipi, yarı odunsu ve zor çevre şartlarına uyumlu bir bitkidir. Kapari, başlıca dünyanın sıcak bölgelerinde yaygın olup, 39 cins ve 650 türden oluşur. Bu türler arasında Capparis spinosa, Capparis ovata ve Capparis decidua terapötik (terapi amaçlı) ve besinsel özellikleri yönünden en yaygın araştırılanlarıdır. Tıbbî ve aromatik özellikleri olan bu bitkinin çiçeği, meyvesi, yaprakları ve kökleri halk arasında ilaç olarak kullanılmıştır. Bitkinin yapısında bulunan çok sayıda biyoaktif bileşik sayesinde hastalıkların tedavisinde potansiyel olarak önemli birçok etkiye sahiptir.

    Türkiye’ de özellikle etkinlik gösterdiği iklim koşulları sıcak ve fazla yağış almayan bölgelerin iklimsel özellikleridir. Daha çok Ege ve Akdeniz bölgelerinde yayılım gösterir. Ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de bahsi geçen bitki, şifalı yemiş olarak adlandırılıp özellikle rastlanılan bölgede halk tarafından hastalıklara deva olan, zindelik, sağlık ve güç veren yapıda oluşundan bahsedilmiştir. Bununla beraber 400 yıllık bir geçmişi olan Kapari bitkisi bir dönem ülkemizde değeri bilinmeyip tarla zararlı olarak görülmüştür.

    Kapari, bileşik yapısı bakımından oldukça zengindir. Fosfor, potasyum ve kalsiyum yönünden oldukça zengin olan Kapari; demir, bakır, ve yüksek seviyelerde sodyum mineralleri de içerir. Ayrıca vitaminler açısından da zengin yapılıdır. A, K, B2 (riboflavin), B3 (niasin) vitaminlerini içerir. Araştırmacılar, HS-SPME/GC-MS analiz metotlarını kullanarak Kapari bitkisinde aldehitlerin %22, esterlerin %21 ve sülfürlü bileşiklerin %8 civarlarında olduğunu da saptamışlardır(Romeo ve ark, 2007). 

    Meyve, çiçek tomurcukları, yaprak ve tohumlarında yapılan araştırmalarda ise insan vücudu için gerekli olan esansiyel 7 amino asidi; meyve, çiçek tomurcuğu ve yapraklarda sırasıyla %16,9, 10,14 ve 17,9 oranlarında tespit etmişlerdir.  Kapari bitkisinin su içeriği hakkında ise %72 ile %83 arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Ayrıca literatürlerde Kaparideki su içeriği azaldıkça meyvelerin daha sert yapılı olduğu sonucuna da varıldığı belirtilmiştir(Sessiz ve ark, 2007)

    Kapari meyveleri ve tomurcukları; müshil, diüretik, uyarıcı ve skorbüt hastalığını önleyici olarak bilinir. Yaprakların ezilmesiyle elde edilen lapası ise gut hastalığında kullanılmakta ve kaparinin hemofili tedavisinde kullanıldığı da bilinmektedir(Angeline ve ark, 1991).

   Kozmetik ve boya endüstrisinde ise zengin E vitamini içermesi hasebiyle gençleştirici ve yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır. Kokulu bitkiler gurubunda olmasından dolayı kozmetik sanayi ile yakın ilişkilidir. Ayrıca bitkinin olgunlaşmış meyvelerinin iç kısımlarına has kırmızı rengi boya sanayisi için kullanımını cazip kılar(bilgin, 2004).

Ek olarak Kapari bitkisi çevre güvenliği açısından da önem arz eder. Dikiminden sonra bakım ve sulama istemeyen bitkinin 30-50 yıllık ömrü de dikkat çeker. Toprağı tutma özelliği taşıyan bitki erozyonu önleme çalışmalarında kullanılmaktadır. Barajların ve karayollarının korunması amacıyla etraflarına dikilir.

   Kaparinin; aneljezik, anti-inflamatuar, antioksidan, antitümoral, diüretik, antidiyaretik, hipoglisemik, balgam söktürücü, antibakteriyel, antialerjik, antihipertansif, antifungal, antihiperlipidemik etkileri çeşitli çalışmalarda bildirilmiştir(Plant Food Hum Nutr.2010)

 

 

 

 

 

Anahtar Kelimeler: Kapari, GC-MS, ICP-MS, uçucu bileşen, FITR,