MIKROBIYOLOJI BULTENI, cilt.59, sa.1, ss.111-119, 2025 (SCI-Expanded)
Tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olan non-tifoidal Salmonella (NTS) sıklıkla gastrointestinal enfeksiyonlara neden olmakta ve taşıyıcılığa yol açabilmektedir. NTS’nin idrarda izolasyonu ve idrar taşıyıcılığı oldukça nadirdir ve predispozan faktörlerin varlığında sıklığı artmaktadır. Kinolon dirençli Salmonella spp. oranlarının hızla arttığı günümüzde, özellikle risk grubundaki hastalarda doğru tedavi protokolünün uygulanması, taşıyıcılık gelişiminin önlenmesi için en temel adımdır. Bu olgu raporunda, idrarda Salmonella Enteritidis taşıyıcılığı olan insan immün yetmezlik virüsü [human immunodeficiency virus (HIV)] ile enfekte bir hasta sunulmuştur. Elli dokuz yaşında erkek hasta dizüri şikayetleriyle polikliniğe başvurmuştur. Hastanın HIV enfeksiyonu nedeniyle takip edildiği ve uygun antiretroviral tedavi aldığı saptanmıştır. Koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kronik böbrek yetmezliği ve nefrolitiyazisi olduğu öğrenilmiştir. Ateşi olmayan hastanın fizik muayenesinin normal olduğu; idrar kültüründe Salmonella spp. ürediği ve serotiplendirme yapılarak S.Enteritidis rapor edilmiştir. Duyarlılık profili disk difüzyon yöntemiyle ampisilin, seftriakson, sefotaksim ve trimetoprim/sülfametoksazole duyarlı, gradiyent test yöntemiyle siprofloksasine dirençli (MİK= 0.19 mg/L) bulunmuştur. Alt üriner sistem enfeksiyonu (ÜSE) düşünülen hastaya beş günlük sefiksim tedavisi başlanmıştır. Tedavi sonrası şikayetlerinde düzelme olmayan hastanın kültüründe tekrar S.Enteritidis üremiştir. Yakın zamanda gastroenterit geçirdiği öğrenilen hastadan alınan dışkı örneğinde Salmonella spp. ürememiştir. Hasta iki hafta daha sefiksimle tedavi edilmiş ve kontrol kültüründe üreme olmamıştır. Birkaç hafta sonra üriner semptomları tekrarlayan hastanın idrar kültüründe tekrar S.Enteritidis üremesi gözlenmiş ve tedavi planlanmıştır. Ürolojik değerlendirmede bilateral çoklu taş ve kortikal kistler saptanmış ve operasyonun mümkün olmadığı belirtilmiştir. Hastanın 27 ay boyunca idrar kültürlerinden izole edilen 12 izolat, AP-PCR kullanılarak genotiplendirilmiş ve tüm izolatların aynı genotipte olduğu gösterilmiştir. Hastanın takipleri sırasında semptomatik veya asemptomatik olduğu dönemlerde 27 ay boyunca bakteriüri devam etmiş ve HIV enfeksiyonu ve altta yatan nefrolitiyazisle ilişkilendirilmiştir. Mevcut tablo, olası Salmonella gastroenteriti sonrası gelişen NTS kaynaklı ÜSE ve takip sırasında gelişen üriner taşıyıcılık olarak değerlendirilmiştir. NTS kaynaklı ÜSE tespit edildiğinde, hastalar risk faktörlerinin varlığı açısından değerlendirilmelidir. Risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, tam kür elde etmek ve taşıyıcılığı önlemek için kritik öneme sahiptir. Aksi takdirde, uzun süreli antibiyotik tedavisinin dahi yetersiz kalması mümkündür. Salmonella enfeksiyonlarının tedavisinde ve dekolonizasyonunda ilk seçeneklerden biri olan florokinolonlara karşı artan direnç oranları endişe vericidir. Akılcı ilaç kullanımının yanı sıra, ilaç direncinin gelişiminde büyük rol oynadığı gösterilen tarım ve hayvancılık sektöründe antimikrobiyal kullanımına ilişkin politikaların titizlikle düzenlenmesi önem arz etmektedir. Ayrıca HIV ile yaşayan kişi sayısı göz önüne alındığında, bu hastaların takibinde NTS enfeksiyonları akılda tutulmalı ve hastalar taşıyıcılık açısından izlenmelidir.
Non-typhoidal Salmonella (NTS), a major public health problem worldwide, frequently causes gastrointestinal infections and can develop asymptomatic carriage. Isolation of NTS in urine and urinary carriage, are extremely rare and their frequency increases in the presence of predisposing factors. In today’s world where the rates of quinolone-resistant Salmonella spp. are rapidly increasing, the implementation of the correct treatment protocol, especially in patients in the risk group, is the most fundamental step to prevent the development of carriage. In this case report, an human immunodeficiency virus (HIV)- infected patient with urinary carriage of Salmonella Enteritidis was presented. A 59-year-old male patient applied to the outpatient clinic with dysuric complaints. He was being followed for HIV infection and was receiving appropriate antiretroviral therapy. He had coronary artery disease, hypertension, chronic renal failure and nephrolithiasis. Physical examination was normal without fever. Salmonella spp. grew in urine culture and S.Enteritidis was reported by serotyping. The susceptibility profile was determined as sensitive to ampicillin, ceftriaxone, cefotaxime and trimethoprim/sulfamethoxazole by disk diffusion and resistant to ciprofloxacin (MIC= 0.19 mg/L) by gradient test. Lower urinary tract infection (UTI) was considered and five-day cefixime treatment was started. The patient’s complaints did not improve after treatment and S.Enteritidis was grown again in the culture. Salmonella spp. was not grown in the stool sample obtained from the patient who was learned to have gastroenteritis recently. The patient was treated with cefixime for two more weeks and there was no growth in the control culture. A few weeks later, urinary symptoms recurred and S.Enteritidis growth was again observed in urine culture and treatment was planned. Urological evaluation revealed bilateral multiple stones and cortical cysts and it was stated that operation was not possible. Twelve isolates determined from the urine cultures of the patient for 27 months were genotyped using AP-PCR and it was shown that all isolates were of the same genotype. During the patient’s follow-up, bacteriuria persisted for 27 months whether the patient was symptomatic or asymptomatic and this was associated with HIV infection and underlying nephrolithiasis. The present case was considered as NTS-induced UTI after possible Salmonella gastroenteritis and asymptomatic urinary carriage during follow-up. When NTS-induced UTI is detected, patients should be evaluated for the presence of risk factors. Elimination of risk factors is critical to achieve complete cure and prevent carriage. Otherwise, even long-term antibiotic therapy may be inadequate. Increasing resistance rates to fluoroquinolones, one of the first choices for the treatment and decolonization of Salmonella infections, are alarming. In addition to rational drug use, it is important to carefully regulate policies on antimicrobial use in the agriculture and livestock sector, which have been shown to play a major role in the development of drug resistance. In addition, considering the number of people living with HIV, NTS infections should be kept in mind in the follow-up of these patients and patients should be monitored for carriage.