Terörle Mücadelede Türkiye'nin Yumuşak Güç Aracı Olarak Kamu Diplomasisi Uygulamaları: Diyarbakır Anneleri Örneği


Güven M. E.

20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu - KAYFOR 20, Malatya, Türkiye, 22 Ekim 2021, ss.164-174

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Malatya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.164-174
  • İnönü Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

        Devletlerin en önemli güvenlik sorunlarının başında terörizm gelmektedir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için devletler ve uluslararası yapılar terörle mücadele yöntemleri geliştirmektedirler. Ancak terörizme karşı verilen mücadelenin boyutları değişse de genelde yöntem olarak sert güç araçları tercih edilmektedir. Terörle mücadelede yöntem olarak sert güç araçlarının tek başına uygulanması ise başarıyı akim bırakmakta siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarsızlıklara neden olmaktadır. Bu durum ayrıca toplumların ve diğer devletlerin güvenlik kaygılarını artırmakta, devletlerin savunma harcamalarını artırmaya yönelik faaliyetler geliştirmesine ve güvenlik ikilemine neden olmaktadır. Terörle mücadelede, terörün beslendiği siyasi, ekonomik ve sosyal zemin onarılmadan mücadelenin yalnızca sert güçle sürdürülmesi, mevcut sorunu tamamıyla çözmediği gibi daha fazla derinleştirmektedir. Terörle mücadelede başarının sağlanmasında sert güç araçlarıyla birlikte yumuşak güç araçlarının etkin kullanımı ve toplumsal zemine dönük kamu diplomasisi uygulamaları önemli bir yere sahiptir. Akılları ve gönülleri kazanma faaliyeti olan kamu diplomasisinin, terörle mücadele konusunda terörün toplumsal meşruiyet kaynaklarını ve iddialarını etkisizleştiren bir tarafı bulunmaktadır. Terörün çözümü noktasında halkın mücadele sürecine katılımında kamu diplomasisi önemli rol oynamaktadır. Bu bağlamda, PKK terör örgütünün varlığının ve meşruiyetinin sorgulanması noktasında toplumsal konsensüsün sağlanması oldukça önemlidir. PKK’ya karşı toplumsal sorgulamanın ilk adımı ise sevgi, şefkat, vicdan ve merhamet kelimelerini bünyesinde barından annelerden gelmiştir. Diyarbakır’da çocukları terör örgütü tarafından dağa kaçırılmış annelerin (Diyarbakır Anneleri) inisiyatifiyle başlamış olan “evlat nöbeti”, doğu ve güneydoğu bölgesinin birçok ilinde destek bulmuştur. Bu hareket, terörle mücadelenin toplumsal zeminde de sürdürülmesinin anahtarı konumuna gelmiştir. 

Bu çalışmada; Diyarbakır Anneleri ile birlikte PKK terör örgütüne karşı başlayan tepkinin, kamu diplomasisi uygulamalarıyla toplumsal konsensüse dönüşmesi ve terörün sona erdirilmesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmada, terörle mücadelede sert güç araçlarının önemli bir yere sahip olduğu ancak tek başlarına yeterli olmadığı, yumuşak güç araçlarının ve kamu diplomasisinin etkin kullanımıyla daha etkili sonuçlar elde edilebildiği ve terörün beslendiği sorunların ve kaynakların yok edilmesiyle PKK’nın varlığına son verilebileceği tartışılmıştır.