Akademisyen Yayınevi Kitabevi, Ankara, 2019
GIRIŞ Starzl ve arkadaşları tarafından 1967 yılında ilk kadavra karaciğer naklinin gerçekleştirilmesinden bu yana karaciğer nakli son dönem karaciğer hastalığının, akut fulminan karaciğer yetmezliğinin, birtakım metabolik karaciğer hastalıklarının ve bazı metastatik ve primer karaciğer tümörlerinin tedavisinde altın standart model haline gelmiştir (1). Diğer yandan kadavra donör havuzunun karaciğer bekleme listesindeki hasta sayısını karşılayamaması, tüm dünyada canlı vericili karaciğer nakli seçeneğini gündeme getirmiş ve 1989 yılında Strong ve arkadaşları tarafından ilk başarılı canlı vericili karaciğer nakli gerçekleştirilmiştir (2). Ülkemizde ise, ilk kadavra ve canlı vericili karaciğer nakilleri, sırasıyla 1988 ve 1990 yıllarında Dr. Haberal ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir (3,4). Yıllar içerisinde, dünyada ve ülkemizde başarılı karaciğer nakilleri gerçekleştirilmesine ve karaciğer nakli konusunda deneyimli ekipler kurulmuş olmasına rağmen, karaciğer nakli sonrası gelişen biliyer komplikasyonlar halen mortalite ve morbidite nedeni olmaya devem etmektedir