Eğitimde Okuryazarlık Becerileri, Erol Koçoğlu, Editör, Pegem Akademi, Ankara, ss.1-34, 2021
Tarih
okuryazarlığı, daha ziyade ABD ve
Avrupa orjinli olmasına karşın son dönemlerde Türkiye’de de yaygın olarak
kullanılmaya başlanan bir kavramdır. Büyük oranda tarihsel düşünme becerileriyle
örtüşen alt becerileriyle eğitim-öğretimin ilk basamağından son basamağına
değin öğretim programlarının içerisinde yer bulmaktadır. İlkokul 1. sınıftan
lise 12. sınıfa kadar kesintisiz olarak verilen zorunlu eğitimin içerisinde
diğer birçok okuryazarlık becerisiyle birlikte verilen tarih okuryazarlığı ile
geçmişi bilen, bugünü anlamlandıran ve geleceğe dair isabetli öngörülerde
bulunarak vatandaşlık sorumluluklarını yerine getiren bireylerin
yetiştirilmesi hedeflenmektedir. Dünyada ve Türkiye’deki tarih öğretim
programlarının büyük oranda söz konusu tarih öğretimi alt becerileri
doğrultusunda şekillendiği ve ülkelerin ortak beklentileri doğrultusunda
hazırlandığı görülmektedir.
Tarih okuryazarlığının nihai hedefi
olan tarih düşüncesini/bilincini aşılamak ve çevresinde olup bitenleri geçmişin
sağladığı bilgiler ışığında yorumlayarak statüsünü belirlemek, hem bireyler hem
de mevcut siyasal yapılar için de son derece önemlidir. Devletleri kuran
insanlar olduğuna ve insanların yetişme düzeyleri de onların davranışlarına
etki ettiğine göre tarih bilincine varmış bireylerin yetiştirilebilmesi,
onların iyi bir tarih okuryazarı olmasından geçmektedir. Nitelikli bir tarih
okuryazarı olmak ise çeşitli eğitim kademelerinde eğitim alan öğrencilerin düzeylerine
göre planlanmış öğretim programlarının içeriğinde belirlenen tarih
okuryazarlığı alt becerilerinin uygulanmasına bağlıdır. Bunları uygulayacak
olan da eğitimdeki lokomotif güç olan 1-4. sınıflarda sınıf öğretmenleri, 5-8. sınıflarda
sosyal bilgiler öğretmenleri ve son olarak 9-12. sınıflarda ise tarih öğretmenleridir.
Öğretmenlerin söz konusu becerileri içselleştirip öğrencilere ilgilerini
çekebilecek araç-gereçlerle aktarabilmesindeki başarı düzeyi, hedeflenen beceri
ve kazanımlardan beklenen dönütlerin alınmasını sağlayacaktır. Türkiye’deki
öğretim programlarının içeriğine, çeşitli kademelerde öğrenim gören öğrencilerde
gelişen tarih bilincine ve öğretmenlerin becerilerin aktarımındaki vaziyetine bakıldığında
söz konusu becerilerin yeterince karşılık bulduğu sonucuna ulaşılmaktadır.