TUCAUM 2022, Ankara, Türkiye, 12 - 14 Ekim 2022, ss.159-171, (Tam Metin Bildiri)
Öz: Kırsal kavramı, ekonomiden politikaya, planlamadan sosyolojiye birçok alanda farklı özellikleri üzerinden
değerlendirildiği için kavramın tanımlanmasındaki çeşitlilik belirsizliğe neden olmaktadır. Literatürde kırsala ilişkin
sınıflamalarda da odaklanılan değer kümelerine göre çeşitlilik bulunmaktadır. Kavramın gerek tanımlanmasında gerek
sınıflamasında yerel bağlamın ihmal edilebildiği görülmektedir. Dolayısıyla kırsal bağlamına içkin değerlerin ihmali
planlama pratiğine de yansımaktadır ve planlama disiplinleri içerisinde kırsal alanlar üzerinde hala uzlaşılamayan
alanlar olarak görülmektedir. Ülkemizde yasal mevzuat çerçevesinde kırsalın tanımlanması ve planlamasına yönelik ilk
adım olan Köy Kanunu (1924) günümüz koşullarında kırsal alan planlamasına yönelik bütüncül planlama anlayışına
sahip değildir. Köy kanunundan sonraki dönemlerde Avrupa Birliği uyum süreci dâhilinde kırsal alanlar çoğunlukla
sürdürülebilirlik ve kalkınma perspektifiyle ele alınmıştır. Kırsal alan planlaması ile ilgili kapsamlı ve bütüncül planlama
politikalarının geliştirilmesi beklenirken 2012 yılında yürürlüğe giren 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası’nın etkileri ve
yaratmış olduğu çelişkiler kırsalın tanımlanması ve planlamasına dair konular yeniden tartışılmaya başlanmıştır. Bunun
nedeni, büyükşehir belediyelerinin il mülki sınırları içerisinde kalan köylerin mahalle statüsüne geçirilmesidir. Çalışma
kapsamında 6360 Sayılı Yasa ile birlikte ortaya çıkan kırsal planlamaya yönelik çelişkiler araştırılmaktadır. Literatür
analizi sonucunda tespit edilen sorun ve çelişkiler incelendiğinde 6360 Sayılı Yasa’nın hem yasal gerekçesi hem de
anayasa ile çelişkili olduğu durumlar görülmektedir. Yasal gerekçe ile akademik literatür analizinden elde edilen
sorunlar karşılaştırıldığında belediye hizmet sınırının genişletilmesi, yetki paylaşımı ve koordinasyon güçlüğü ölçek
ekonomisi, planlama ve imar, temsil, yerelleşme sorunlarının ana sorunlar olarak ön plana çıktığı ve bu sorunların 6360
Sayılı Yasa’nın gerekçeleri ile çelişkili olduğu saptanmıştır.