Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.2023, sa.1, ss.319-369, 2023 (Hakemli Dergi)
Azmettiren ile azmettirilen arasındaki ilişki, azmettirenin faili zihinsel olarak
etkilediği belli bir iletişim sürecinin varlığını zorunlu kılmaktadır. İletişim olgusunun
karmaşık bir sürece işaret eden ve dışarıdan ancak sezgisel olarak gözlemlenebilen
yapısı ise azmettirme eyleminin ceza hukuku bakımından analizini güçleştirmektedir.
Üstelik bu zorlukla, yalnızca azmettirme eyleminin teknik anlamda ortaya konulması
sürecinde değil, fail ve azmettiren arasındaki ilişkinin tespiti ve dolayısıyla azmettirmenin ispatı noktasında da karşılaşılmaktadır. Azmettirenin suçun icrasına bizzat katılmaması sonucu ortaya çıkan bu ispat zorluğu, kanun koyucuyu azmettirme eyleminin kanıtlanması bakımından özel bir düzenleme yapmaya sevk etmiştir. Bahsi geçen düzenlemenin yer aldığı TCK m. 38/3 hükmünde, kim olduğu bilinmeyen azmettireninin
ortaya çık[arıl]masını sağlama, cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi bir sebep
olarak kabul edilmiştir. Bu düzenleme, hukukî mahiyeti itibarıyla genel ve istisnai bir
etkin pişmanlık hâlidir.