International Conference on Research in EducationScience, İstanbul, Türkiye, 21 - 24 Mart 2020, ss.97-118
İnsanlık
tarihi boyunca kurulu nizamın idamesi için toplumsal kurallar var olmuştur.
Toplumsal kuralların evrenselliği ise yazılı hukuk kuralları olan devletlerce sağlanmıştır.
Geçmişi uzun yıllara dayanan devletlerin hukukî tecrübesi de bir o kadar köklü olmuştur.
Bu devletlerden birisi de hiç şüphesiz Osmanlı Devleti’dir. Kuruluşundan
yıkılışına kadar Osmanlı Devleti’nin hukuk kuralları devlet düzenin devam
etmesini ve toplumsal refahın sağlanmasını hedeflemiştir. Osmanlıdaki hukukî
düzenlemeler bir yönüyle suçsuzu suçluya karşı korumayı amaçlarken diğer
yönüyle suçluyu, verilecek ceza ile ıslah ederek tekrar topluma kazandırmayı
amaçlamaktadır. Söz konusu olan bu tespit, Osmanlı’nın çağdaşı olan birçok
devlet için de geçerlidir. Suçluya verilen cezanın çeşidi ve onun cezasını
geçireceği hapishanede maruz kaldıkları ise cezasını tamamladıktan sonraki
süreçte yaşayacaklarına etki etmektedir. Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nin
taşrasındaki bir sancak ile üç kazasındaki hapishanelerde kalan mahkûmlar
birçok yönüyle analiz edilmiştir. Bu kapsamda bir Doğu Anadolu kenti olan
Bitlis sancağı ile Hizan, Mutki ve Ahlât’taki hapishanelerde kalan mahkûmlar örneklem
olarak seçilmiştir. Adı geçen yerleşim birimleri ile ilgili Osmanlı Arşivi’nde
çeşitli fonlarda tutulan belgelerden yararlanılarak mahkûmlar bazı değişkenler
(yaş, cinsiyet, meslek vb.) açısından analiz edilerek bir taşra
hapishanesindeki mahkûm profili çıkarılmıştır.