5. Uluslararası Turgut Özal Ekonomi ve Siyaset Kongresi, Malatya, Türkiye, 17 - 19 Ekim 2024, ss.142-143, (Özet Bildiri)
Dünya genelinde yaşanan ve tüm insanlığı yakından etkiyen krizler, çatışmalar, salgın hastalıklar, iklim değişikliği ve terörizm gibi bölgesel ve küresel sorunlar karşısında ülkeler dayanışma sergilemekten kaçınırken uluslararası kurumlar çözüm iradesi göstermekte yetersiz kalmaktadır. Uluslararası sistemin kurumsal yetersizliği ise sorunların derinleşmesine yol açarak çözümü zorlaştırmaktadır. Uluslararası sistemin belirsizliği ve sorunların çok boyutlu yapısı, belirsizliklerin belirleyicisi olarak liderleri kişisel karizmaları, iletişim becerileri ve diplomatik yetenekleriyle çatışma çözümü ve barış inşa süreçlerinin başat aktörleri haline getirmiştir. Devletlerin dış politikalarını şekillendiren ve uygulayan en üst düzey temsilciler olarak liderlerin, hızlı karar alma yetileri ve güven inşa etme kapasiteleri gerilimlerin azaltılmasında ve çatışmaların çözümünde önemli rol oynamaktadır. Kamuoylarını etkilemek, halkları barış süreçlerine dahil etmek ve yeni bir bölgesel ve küresel düzen inşa etmek noktasında liderler, 21. yüzyılda sürdürülebilir barış düzeninin kritik araçları konumundadır. Uluslararası sorunları diğer liderlerle kişisel ilişkiler ve diplomatik beceriler aracılığıyla çözme yetkinliği olarak tanımlanabilecek lider diplomasisi, devletler arası ilişkilerin geliştirilmesinde, krizlerin yönetilmesinde ve barışın tesis edilmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Bölgesel bir sorun niteliğindeki RusyaUkrayna krizi karşısında dünya devletleri soruna çözüm bulamazken uluslararası kurumlar sorunun çözümünde yetersiz kalmış ve liderler kriz sürecinin öne çıkan unsurları olmuşlardır. Bu doğrultuda çalışma, bölgesel krizlerin çözümünde lider diplomasisinin etkisini, Rusya-Ukrayna krizi bağlamında Türkiye’nin liderlik rolü üzerinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca çalışma, bölgesel bir aktör olarak Türkiye’nin kriz döneminde sergilediği diplomatik girişimlerinin ve liderlik rolünün; çatışmanın çözümüne, yeni sorunların önlenmesine ve Türkiye’nin uluslararası arenadaki imajına yönelik katkılarını analiz etmeyi hedeflemektedir. Nitel araştırma yöntemlerine dayalı olarak hazırlanan çalışma kapsamında; Türkiye’nin kriz döneminde düzenlediği ve dahil olduğu diplomatik düzeydeki ikili ve çoklu görüşmeler, toplantılar ve zirveler ele alınarak incelenmiştir. Çalışmada hipotez olarak “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lider diplomasisi bağlamındaki diplomatik girişimlerinin Türkiye’nin dış politikada hem Ukrayna hem de Rusya ile ilişkileri sürdürme, bölgesel gerilimleri azaltma ve yeni sorunların önlenmesi konusunda etkili olduğu” ve “RusyaUkrayna krizinde Türkiye’nin arabulucu ve diyalog sağlayıcı rolünün Türkiye’nin uluslararası prestijini artırdığı ve bölgesel bir güç olarak etkinliğini pekiştirdiği” öne sürülmektedir.
In the face of regional and global issues such as crises, conflicts, pandemics, climate change, and terrorism, which significantly affect all of humanity, countries are reluctant to show solidarity, while international institutions fail to demonstrate the will to resolve these issues. The institutional inadequacies of the international system exacerbate problems, making their resolution more difficult. The uncertainty within the international system and the multifaceted nature of issues have positioned leaders, with their personal charisma, communication skills, and diplomatic abilities, as key actors in conflict resolution and peacebuilding processes. As the highest-level representatives shaping and implementing state foreign policies, leaders play a crucial role in reducing tensions and resolving conflicts due to their quick decision-making abilities and capacity to build trust. In influencing public opinion, engaging populations in peace processes, and constructing a new regional and global order, leaders are critical instruments for establishing a sustainable peace order in the 21st century. Leader-to-leader diplomacy, defined as the ability to resolve international issues through personal relationships and diplomatic skills with other leaders, significantly impacts the improvement of interstate relations, the management of crises, and the establishment of peace. In the face of the Russia Ukraine crisis, a regional issue, world states have been unable to find a solution, and international institutions have proven inadequate in addressing the problem. As a result, leaders have emerged as key figures in the crisis process. In this context, the study aims to assess the impact of leadership diplomacy in resolving regional crises, with a focus on Turkey's leadership role within the Russia-Ukraine crisis. Additionally, the study seeks to analyze the contributions of Turkey’s diplomatic initiatives and leadership role as a regional actor during the crisis, with regard to conflict resolution, the prevention of new issues, and the enhancement of Turkey’s image on the international stage. Based on qualitative research methods, the study examines Turkey's diplomatic activities during the crisis, including bilateral and multilateral meetings, conferences, and summits organized or participated in by Turkey. The study hypothesizes that "President Recep Tayyip Erdoğan's diplomatic initiatives within the context of leadership diplomacy have been effective in maintaining Turkey's relations with both Ukraine and Russia, reducing regional tensions, and preventing new issues" and that "Turkey's role as a mediator and facilitator of dialogue in the Russia-Ukraine crisis has enhanced Turkey’s international prestige and reinforced its position as a regional power."