Uluslararası İslam ve Medeniyet Sempozyumu 4 - Ahlak, Elazığ, Turkey, 17 - 18 October 2024, vol.1, pp.253-272, (Full Text)
İnsan, bütün acziyetleriyle ihtiyacı olan her şeyi kendi başına üretip karşılayabilecek kapasitede değildir. Hayatını ve varlığını sürdürebilmek için diğer insanlarla bir arada yaşamaya yani topluma muhtaçtır. Ancak her ne kadar topluma muhtaç olsa da onun fıtratında yer alan bencillik, toplumun diğer fertleri ile arasında çeşitli anlaşmazlık ve çatışmalara zemin hazırlamaktadır. Bu çerçevede insanların toplum içerisinde birlikte yaşayabilmeleri için birtakım kurallara ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Sosyal düzen kuralları denilen bu kurallar, din, ahlâk, görgü ve hukuk kurallarıdır. Bu kurallar sayesinde insan, toplumun doğal üyesi olarak toplum içerisinde başkalarına zarar vermeden ve başkalarından zarar görmeden yaşamını sürdürebilir. Bu sosyal düzen kurallarından din kuralları, insanın daha çok öte dünyaya yönelik hayatına ilişkin olarak, ferde birtakım yaptırımlar sunarken; hedefi, ferdin öte dünyasını bu dünyadayken kazanabilmesini sağlamaktır. Ancak dinî kuralların yaptırımları daha çok manevi nitelikte olduğu için, fertler bunlardan haberdar olsalar bile, gereğince amel etmeyebilirler.