YAŞLANMAYA BAĞLI OLARAK BAZI ANJİOGENİK FAKTÖRLERİN SIÇAN DOKULARINDA KARŞILAŞTIRILMASI


Yürekli M., Dağ M., Çoban F.

İSTANBUL INTERNATIONAL MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS –III, İstanbul, Türkiye, 6 - 08 Mayıs 2022, ss.400-408

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.400-408
  • İnönü Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yaşlanma, yaşama gücünün azaldığı, işlev bozukluğunda artışın olduğu iç ve dış ortamlarda meydana gelen değişikliklere tepki göstermede yetersiz kalındığı doku ve hücre düzeyinde de aktivitelerin azaldığı biyolojik bir olaydır. Biyolojik yaşlanmada hücre düzeyinde yetersizlikler hücre ve dokuların yeteri kadar oksijenle beslenmelerini engelleyebilmekte ve hipoksik koşullar ortaya çıkabilmektedir. Yaşlanmaya bağlı olarak oksidatif stres meydana gelebilmektedir. Yaşlanmanın bir tarifi de doku oksijenlenmesinde azalmaya bağlı olarak iskemik hastalıkların artışı ile kendisini gösteren bir süreç olmasıdır. Yaşlanmanın en ortak özelliği fizyolojik fonksiyonların zamanla değişmesidir. Özellikle dokularda oksijen eksikliği belirdiği zaman alyuvar sayısında artış olur, hormonlar devreye girer ve anjiogenik faktör sentez salınmasında artış meydana gelir. Bu anjiogenik faktörlerden adrenomedullin damar genişletici olması nedeniyle dokuların daha fazla oksijenmelerine yardım eder. Yaşlanma, çevresel faktörler, obezite ve çeşitli dolaşım yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklarda, cerrahi girişim sonucu dokularda da hipoksiya meydana gelebilmektedir. Bu çalışmada 6 aylık ve 24 aylık sıçanların karaciğer, beyaz yağ dokusu ve kahverengi yağ dokusunda yaşlanmaya bağlı olarak vasküler endotelial growth faktör (VEGF), adrenomedullin (AdM), düzeyleri proje çalışması (İnönü Üniversitesi BAP, Proje No: 2017/748) kapsamında araştırılmıştır. Yapılan çalışmada VEGF düzeylerinin, her üç dokuda yaşlanmaya ve obeziteye bağlı olarak artış gösterdiği ve bu artışın beyaz yağ dokusunda daha belirgin olduğu görülmüştür. Adrenomedullin düzeyleri ise karaciğer dokusunda genç-obez ve yaşlı-kontrol grubunda azalırken yaşlı-obez grupta artış göstermiştir. AdM düzeyleri beyaz yağ dokusunda artış gösterirken kahverengi yağ dokusunda ise azalma göstermiştir. Bu sonuçlar beyaz yağ dokusunun azalan enerji tüketimi ve obezite ile daha çok bağlantılı olduğunu göstermektedir