1908 Temmuz’unda Meşrutiyetin yeniden ilanı ile Cebel-i Lübnan’da bulunan nerdeyse tüm mezheplerdeki liberal hizipler yeni anayasal rejimi destekleme eğilimindeydiler. Bu eğilimin amacı Cebel-i Lübnan’da büyük ölçüde ihtiyaç duyulan idari reformları gerçekleştirmekti. Fakat bir süre sonra Meclis-i Mebûsan’a temsilci göndermenin Cebel-i Lübnan’ın imtiyazlı statüsüne zarar vereceği endişesi ortaya çıkmıştır. Meclis-i Mebûsan’a temsilci gönderip göndermeme meselesi Cebel-i Lübnan halkının bölünmesine yol açmıştır. Osmanlı hükümeti ise Meclis-i Mebûsan seçimlerinin Cebel-i Lübnan’da da yapılması için birtakım tedbirler alarak bölge halkını seçime katılmaya ikna etmeye çalışmıştır. Seçimler sadece Dürzilerin çoğunlukta olduğu Şuf kazasında kabul görmüştür. Hristiyanların çoğunlukta olduğu bölgelerde ise seçimler kabul görmemiştir. Bu çalışmada II. Meşrutiyet’in ilanının Cebel-i Lübnan’daki yansımaları ve Osmanlı Devleti’nin 1908 Meclis-i Mebûsan seçimlerini bölgede yaptırma girişimleri ele alınmıştır.
With the declaration of the constitutional monarchy in July 1908, liberal factions of almost all sects in Mount Lebanon tended to support the new constitutional regime. The purpose of this tendency was to carry out the much-needed administrative reforms in Mount Lebanon. However, after a while, the concern emerged that sending a representative to the Ottoman Parliament would harm the privileged status of Mount Lebanon. Whether or not to send a representative to the Ottoman Parliament led to the division of the people of Mount Lebanon. The Ottoman government, on the other hand, tried to persuade the people of the region to participate in the elections by taking specific measures so that the parliamentary elections would be held in Mount Lebanon as well. The elections were accepted only in the Shuf district, where the Druze were in the majority. On the other hand, in the areas where Christians were in the majority, the elections were not accepted. In this study, the reflections on the declaration of the constitutional monarchy in Mount Lebanon and the efforts of the Ottoman Empire to hold the 1908 parliamentary elections in the region are discussed.
