5. Uluslararası Hipokrat Tıp ve Sağlık Bilimleri Kongresi, 18 - 19 Aralık 2020, ss.446-448
Amaç: Bu çalışma, inme geçiren
bireylerde depresyon, postüral kontrol, ağrı, etkilenen taraf ile kinezyofobi
arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla planlandı. Materyal
ve metot: Araştırmaya 25-70 yaş aralığında en az 6 ay önce inme geçiren,
Fonksiyonel Ambulasyon Skalası’na göre seviye 2 ve üstü olan 30 hasta dahil
edildi. Hastalar ilgili evrenden olasılıksız rastlantısal örnekleme yöntemi ile
seçildi. Dahil edilme kriterlerine uyarak çalışmaya katılan tüm olguların ilk
olarak demografik bilgileri alındı. Hastaların kinezyofobi skorları (Tampa
Kinezyofobi Ölçeği) ve Visuel Analog Skalası (VAS)-Kinezyofobi
Değerlendirmesi), depresyon şiddeti (Beck Depresyon Envanteri), postural
kontrolü (PASS-T), ağrı şiddeti (VAS) değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamızda TKÖ ile Beck Depresyon Envanteri arasında
pozitif yönde orta düzeyde (r: 0.368, p<0.045 ) TKÖ ile Ağrı- VAS arasında
ise pozitif yönde yüksek düzeyde ilişki olduğu bulundu (r: 0.719, p<0.05).
Ayrıca, VAS- Kinezyofobi ile PASS-T arasında negatif yönde orta düzeyde ilişki
olduğu belirlendi (r: -0.662, p<0.05). Ağrısı olan ve ağrısı olmayan hasta
grupları arasında VAS- Kinezyofobi Değerlendirmesi açısından anlamlı fark bulunamazken
(p>0.05), TKÖ açısından gruplar arası fark anlamlıydı (p<0.001).
Etkilenen taraf ile kinezyofobi arasında ise herhangi bir ilişki saptanmadı
(p<0.05). Sonuç: İki farklı
kinezyofobi değerlendirmesi kullanılan bu çalışmanın sonucunda, inmeli
hastalarda kinezyofobinin TKÖ’ye göre ağrı ve depresyon şiddeti ile;
VASKinezyofobi değerlendirmesine göre ise postural kontrol kaybı ilişkili
olduğu, ancak etkilenen taraf ile kinezyofobinin ise ilişkili olmadığı bulundu.
Kinezyofobi çok yönlü bir parametredir. Altta yatan birçok problem
kinezyofobiye neden olabilir. İnmeli hastalarda kinezyofobi varlığının
saptanması ve kinezyofobiye neden olabilecek altta yatan problemin
belirlenmesinin tedavi sürecini olumlu etkileyebileceğini düşünmekteyiz.
Objective: This study was planned to investigate the relationship between
depression, postural control, pain, affected side and kinesiophobia in stroke
patients. Material and Method: Thirty patients aged between 25-70 years who had
a stroke at the earliest 6 months and who Functional Ambulation Scale were
level 2 and above according to the were included in the study. Patients were
selected by random sampling method from the relevant population. Demographic
data were obtained from all subjects who met the inclusion criteria. Patiens
were evaluated Kinesiophobia scores (Tampa Kinesiophobia Scale (TKÖ) and
VAS-Kinesiophobia Assessment), depression severity (Beck Depression Inventory),
postural control loss (PASS) and pain severity (VAS). Results: In our study, a
moderate positive correlation was found between TKS and Beck Depression
Inventory (r: 0.368, p<0.045) and a high positive correlation was found
between TKS and pain-VAS (r: 0.719, p <0.05). Furthermore a moderate
negative correlation was found between VAS- kinesiophobia and PASS (r: -0.662,
p<0.05). There was no significant difference between the groups of patients
with and without pain in terms of VAS-Kinesiophobia Assessment (p> 0.05),
but the difference between the groups was significant in terms of TKS. No
relationship was found between the affected side and kinesiophobia (p
<0.05). Conclusion: As a result of this study, two different kinesiophobia
evaluations were used, kinesiophobia according to the TKS in associated with
pain and depression severity; according to VAS-kinesiophobia assessment in
associated with postural control. However, it was found that kinesiophobia was
not associated with the affected side. Kinesiophobia is a versatile parameter.
Many underlying problems can cause kinesiophobia. We think that the presence of
kinesiophobia in stroke patients