With the Parliamentary System in Turkiye in Terms of the Presidentıal System the Changing Role of Political Supervision


Creative Commons License

BAYRAK B., Ölmez M.

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, no.81, pp.41-59, 2024 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

The most important phase of administration activity is the “supervision” phase, where the difference between the objective and what is achieved is revealed. Supervision, whether private or public, is a target control mechanism that arises as a result of the management activities of all administrative units. In this regard, supervision is not only the final stage of management activity, but also a starting stage, showing the decisions it takes and the shortcomings it emphasizes, and the activities other management units should or should not follow the same path. There are three key functions of public administration, and the state, the supreme user of public power, is the sovereign power to provide governance, the power to lay down binding rules and the power not to keep its own sovereignty above the law. This latter function also requires the state to be subject to a supervisory mechanism. It is this necessity that has led to the state being subjected to internal control in various ways, and has resulted in the creation of political (legislative), administrative (executive) and judicial control mechanisms. The study deals with the purpose, history and scope of political supervision. After statements were made about the functioning of the political control mechanism in the world and in Turkiye, the point was highlighted that political supervision, which was a blood-loss against the executive control, came with the Presidential System, and what should be done to strengthen political control within the framework of the "limitation of powers against society", which is one of the most important features of modern democracies.
Yönetim faaliyetinin en önemli aşaması, hedeflenenle ulaşılan arasındaki farkın ortaya konduğu “denetim” aşamasıdır. İster özel olsun, ister kamusal, denetim, tüm idari birimlerin yönetim faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan bir hedef kontrol mekanizmasıdır. Bu yönüyle bakıldığında denetim, yönetim faaliyetinin en son aşaması olmasının yanında, aldığı kararlar ve vurguladığı eksikliklerle, benzer yolu izleyecek diğer yönetim birimlerinin yapması veya yapmaması gereken faaliyetleri gösteren bir başlangıç aşaması olarak da dikkat çekmektedir. Kamu yönetiminin temel konusu ve kamusal gücün en üst kullanıcı birimi olan devletin, yönetimi sağlama konusunda egemen güç olma, bağlayıcı kurallar çıkarabilme ve kendi egemenlik gücünü hukukun üstünde tutmaması gibi üç önemli işlevi bulunmaktadır. Bu son işlevi devletin, bir denetim mekanizmasına tabi olmasını da gerekli kılmaktadır. İşte bu gereklilik, devletin kendi içerisindeki çeşitli yollardan denetim altına alınmasına yol açmıştır ve siyasal (yasama), idari (yürütme) ve yargısal denetim mekanizmalarının oluşmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, nitel araştırma yaklaşımından doküman analizi tekniği doğrultusunda kronolojik analizle siyasal denetimin amacı, tarihçesi ve kapsamı literatür taraması ile derinlemesine ele alınmıştır. Bu çalışmanın temelinde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile parlamenter hükümet sisteminde siyasal denetimin değişen rolü irdelenirken aynı zamanda başkanlık sistemi ve parlamenter sistem karşısındaki durumu ve farklılıkları ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Ayrıca siyasal denetim mekanizmasının dünyada ve Türkiye’de işleyişi konusunda açıklamalar yapıldıktan sonra yönetsel denetim karşısında zayıflayan siyasal denetimin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile geldiği nokta vurgulanmıştır. Çalışma sonucunda ise modern demokrasilerin en önemli özelliklerinden olan “iktidarların toplum karşısında sınırlandırılması” kapsamında siyasal denetimin güçlendirilmesi için yapılması gerekenler önerilmiştir.