Abdominal Koza Sendromu ve Perfore Apandisit Birlikteliği: Olgu Sunumu


Creative Commons License

Karabulut E., Erdem C., Şahin E., Çiftçi F., İnce V.

20. Ulusal Cerrahi Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 17 Nisan 2016, ss.2

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.2
  • İnönü Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş

Abdominal koza oldukça nadir görülen ve ince barsakları kısmen ve ya tamamen sarıp, intestinal

obstrüksiyona neden olan klinik bir durumdur. Tesadüf saptanan abdominal kozalı hastalarda, ileride

bulunma zorluğu nedeniyle, apendektomi yapılmasını öneren yazılar mevcuttur. Bu düşünceyi destekler

nitelikte, spesifik olmayan yakınmalarla 1 hafta süreyle cerrahi dışı klinikte izlenen ve akut karın gelişince

cerrahi kliniğe refere edilen bir olgu sunulmaktadır.

Olgu Sunumu

Bir haftadır bulantı kusma şikayetleri olan 41 yaşındaki kadın hasta, dış merkezde takip edilirken karın

ağrısının şiddetlenmesi üzere merkezimize yönlendirilmiş. Başvuruda Glasgow koma skoru 15 olan

hastanın fizik muayenesinde karın sağ alt kadranda hassasiyet, defans, rebaund mevcuttu. Labaratuvar

parametrelerinde, WBC: 13,2 x103, Hb: 12,5 g/dl, CRP: 18,5 mg/dl (0-0,35), Cre: 0,5 mg/dl, albumin: 2,8

g/dl idi. ADBG’de patoloji saptanmadı. Karın USG’de apendiks izlenemedi, sağ alt kadran mezenterik

yağlı doku kirli görünmde izlendi. Karın tomografisinde: sağ alt kadranlarda 5x2 cm loküle koleksiyon ve

komşuluğunda 2x1 cm’lik hiperdens (fekalit?) lezyon izlendi. Hasta akut karın nedeniyle ameliyata alındı.

Orta hat kesi ile yapılan eksplorasyonda, ince bağırsakların parsiyel olarak peritoneal zarla kaplanmış koza

görüntüsünde olduğu görüldü ve sağ alt kadranda apse boşaltıldı. Abdominal koza obstrüksiyon

yapmamıştı ancak peritoneal doku eksize edilerek barsaklar serbestlendi. Eksize edilen peritoneal fibröz

doku patolojiye gönderildi. Gözlemin devamında apendiks kökünde kalsifiye fekalit ve bunun distalinin

tamamen nekroza gidip perfore olduğu retroçekal uzanan apendiks izlendi. Ayrıca çekumda apsenin

erozyonu mevcuttu. Çekal rezeksiyon ve uç yan olacak şekilde stepler ile ileokolik anastomoz yapıldı.

Douglasa bir adet dren konulde ve ameliyat sonlandırıldı. Postoperatif 5. Gün taburcu edilen hasta, yara

enfeksiyonu ile 7.gün tekrar yatırıldı. Sütürler alınarak açık yara bakımı sonrası primer sütüre edildi ve

taburcu edildi. Patoloji sonucu, fekalite bağlı perfore gangrenöz apandisit, çekal rezeksiyonda akut

inflamasyon, peritoneal fibröz doku periton ile uyumlu olarak raporlandı. Postoperatif 6.ayında sorunsuz

yaşamaktadır.

Tartışma ve Sonuç

Abdominal koza sendromu oldukça nadirdir ve beraberinde akut apandisit bu olguya daha da nadir

görülen bir özellik kazandırmıştır. Tanıda gecikmeye bağlı perforasyon ve apse formasyonu, çekumda da

inflamasyona yol açmış ve çekal rezeksiyon gibi daha agresif bir cerrahi ile tedavi edilebilmiştir.