Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.8, sa.16, ss.754-779, 2021 (Hakemli Dergi)
Niyâzî-i Mısrî, isminde yer alan Mısrî nisbeti sebebiyle Mısırlı olduğu zannı uyandırsa da aslında O, Malatya’da dünyaya gelmiş, ilk eğitimini burada almış bir Türk mutasavvıf ve şairidir. Genç yaşta tasavvufa ilgi duymaya başlayan Niyâzî, ilim öğrenmek maksadıyla gittiği Kahire’deki el-Ezher’de medrese ilimlerini talim ederken, aynı zamanda tasavvuf terbiyesini de ihmal etmemiştir. Tekrar Anadolu topraklarına döndükten sonra Halvetî şeyhi Elmalılı Ümmî Sinan’a intisap ederek tarikattaki seyri sülûkunu ondan tamamlamıştır. Şeyhi tarafından hilafetle taltif edilen Niyâzî, şeyhinin vefatından sonra Halvetî tasavvuf ekolünün başına geçmiş ve kendisine has Mısriyye Tarikatı’nı kurmuştur. Bu yönüyle de asırlar boyunca manevi açıdan olgun insanların yetişmesine vesile olmuştur. O, bu yönüyle Türk tasavvuf tarihinde büyük öneme sahip olan bir şahsiyettir. Niyâzî, ilmi ve fikri derinliği açısından Muhyiddin İbnü’l-Arabî, şairliği yönüyle de Yunus Emre ile kıyaslanmıştır. Mısrî’nin Divan’ında yer alan şiirleri, yüzyıllar boyunca okunan ölmez eserler niteliğindedir. Yaşadığı devrin siyasi ve toplumsal hadiseleri karşısında ilgisiz kalmadığı görülen Mısrî; tasavvufla alakalı konularda orijinal yorumlar yapmıştır. Bu çalışmada Mısrî’nin ilim, arif ve nitelikleri, şeriat-tarikat-hakikat ilişkisi, seyr-i sülûk, nefsin mertebeleri, ibadet ve ihlâs, zikir ve güzel ahlâk konularındaki fikirleri üzerinde durulacaktır. Diğer taraftan Mısrî’nin düşünce dünyası hakkında doğru tespitler yapabilmek için onun yaşadığı dönemin siyasi ve sosyal yapısı ana hatlarıyla ele alınacaktır.
Although Niyâzî-i Mısrî is thought to be Egyptian due to the Egyptian relative in his name, he is actually a Turkish mystic and poet who was born in Malatya and received his first education here. Niyâzî, who started to be interested in Sufism at a young age, did not neglect his teaching at the same time while he was teaching madrasah sciences in al-Azhar in Cairo, where he went to learn science. After returning to Anatolian lands again, he joined Halvetî sheikh Elmalılı Ümmî Sinan and completed his course in the sect from him. Niyâzî, who was rewarded with the caliphate by his Sheikh, became the head of the Halvetî Sufism school after the death of his sheikh. In this respect, it has been instrumental in the development of spiritually mature people for centuries. In this respect, he is a person of great importance in the history of Turkish Sufism. Niyâzî was compared to Muhyiddin Ibnu’l-Arabi in terms of his knowledge and intellectual depth and Yunus Emre in terms of his poetry. Misri's poems in the Divan are immortal works that have been read for centuries. Mısrî, who seems not to be indifferent to the political and social events of the period he lived; He made original comments on issues related to Sufism. In this study, Mısrî's ideas on science, wisdom and qualities, the relationship between sharia-tarikat-truth, seyr-i sulûk, the levels of the soul, worship and ihlâs, dhikr and good morals will be discussed. On the other hand, in order to make correct determinations about the world of thought of Mısrî, the political and social structure of the period in which he lived will be outlined.